11.02.2020

Yaşayan Bilir

Kariyer
Yaşayan Bilir

Kim bilir belki de bu anlattıklarımı Elazığ’da yaşayan 9 yaşında bir çocuk hissetti. Belki O da ilk benim gibi 9 yaşında tanıştı deprem kelimesiyle. Biz bu acılarla, korkularla yaşadık daha önce. Aylarca çadırlarda da kaldık, eğitimde gördük çadırlarda. Biz biliriz ki; bu tür acıları yaşayan bilir.

Ben, deprem kelimesiyle tanıştığımda henüz 9 yaşındaydım. Deprem nedir bilmiyordum. Belki tuhaftır bu kelimeyi ilk ‘deprem’ olduğunda duymuş olmam. Gecenin bir yarısı büyük bi korku, şaşkınlık, bilinmezliklerle kendimi dede evimizin bahçesinde bulmuştum. Şanslıydım uykum ağır olduğu için depremi hissetmemiştim. Bahçede ne olup bittiğini anlamaya çalıştığımda, yıldızların bir bir kaydığını gördüğüm o gece, deprem kelimesiyle tanıştım. ‘Deprem böyle bir şeymiş demek ki’ dedim kendi kendime…

17 Ağustos 1999 gecesi; herkesin yakınlarına ulaşmaya, ne olup bittiğini anlamaya ve kendi başının çaresine bakmaya çalıştığı bir gece olmuştu.

İkinci depremde ilki kadar şanslı değildim. İlk kez uykumda tanıştığım depremin ikincisiyle bir akşam üstü 18.57’de tekrar şahit oldum. Henüz daha birincisinin üstünden çok geçmemişken, daha yararlar sarılmamışken ikincisi ziyaret etmişti bu kez bizi. Ailemle birlikte oturduğum evimizde küçük bir kağıdı karalıyordum belli belirsiz. Sonra birden daha önce hiç duymadığım bir uğultu ile evimizin sallandığını gördüm. Çok korkmuştum. Bu koca bina nasıl sallanıyor ki… ‘Demek depremde böyle oluyormuş’ diyordum kendi kendime. Ne yapacağımızı bilemeden olduğumuz yere çöktük o an. 

30 saniye sürmüştü her şey. 

Bizim ne yapacağımızı bilmeden öylece kalışımız 30 saniye sürmüştü. 

Evet yine şanslıydım. Ne evimiz yıkıldı, ne de yakınlarımızın can sağlığına bir şey oldu. Can kaybımız olmadan atlatmıştık. 

Bugün halen Düzce’de izlerini görebileceğiniz her şey 12 Kasım’da 30 saniyede olmuştu.

Evet yaşayan bilir.

Bugün bu yazıyı yazmamın sebebi ülkemizde tekrar aynı acıların yaşandığındandır. Kim bilir belki de bu anlattıklarımı Elazığ’da yaşayan 9 yaşında bir çocuk hissetti. Belki de, O da ilk benim gibi 9 yaşında tanıştı deprem kelimesiyle. Biz bu acılarla, korkularla tanıştık daha önce. Aylarca çadırlarda da kaldık, çadırlarda eğitim de gördük. Biz biliriz ki; bu tür acıları yaşayan bilir.

Bu acıların bir daha yaşanmaması dileğiyle…

 

**Bu yazı Özkan Gözütok tarafından Mavi Dergisi için hazırlanmıştır.

Benzer Yazılar

“Hayalimiz dünyaya hizmet üretmek”
10.05.2022

“Hayalimiz dünyaya hizmet üretmek”

İstanbul Dışı sayfalarımızın bu sayıdaki konuğu Düzce’den Serbay Dijital Reklam Ajansı oldu. Düzce ve Bolu’da faaliyet gösteren reklam ajansına dair merak ettiklerimizi ajansın kreatif direktörü Özkan Gözütok’tan dinledik.

Bizi İleriye Taşıyacak Olan Tek Şey “Eğitim” Tam Olarak Bunun İçin ‘Serbay Akademi’ Var!
18.10.2021

Bizi İleriye Taşıyacak Olan Tek Şey “Eğitim” Tam Olarak Bunun İçin ‘Serbay Akademi’ Var!

Bizim Serbay Akademi’deki amacımız; Serbay’ın markalarına, çalışanlarına, müşterilerine ve iş ortaklarına çeşitli eğitim ve etkinlikler düzenleyen tabiri caizse bir “okul” olmaktır.

10 Yıllık Serüvenimize Bolu'da, Yeni Ar-Ge Merkezimizde Devam Ediyoruz!
17.08.2021

10 Yıllık Serüvenimize Bolu'da, Yeni Ar-Ge Merkezimizde Devam Ediyoruz!

Bolu’da yepyeni bir serüvene başladık. Yeni Ar-Ge merkezimizi hayata geçirdik. Gelişimimiz hız kesmeden sürüyor ve sürmeye de devam edecektir.