25.05.2019

Pekmezi İyi Yapsak, Sineği Bağdat'tan Gelir Mi?

Marka
Pekmezi İyi Yapsak, Sineği Bağdat'tan Gelir Mi?

Bu deyiş aslında ‘ürününü iyi yapanın kolay müşteri bulacağını’ ifade eden bir söz. Ürününüzü siz ne kadar kaliteli yaparsanız yapın, artık sinek Bağdat'tan gelmiyor. Küresel bir rekabet var. Sizin mutlaka müşteri algılarını takip eden ve pazarlamaya odaklanan bir bakış geliştirmeniz gerekiyor.

Yazımın başlığındaki deyiş aslında ‘ürününü iyi yapanın kolay müşteri bulacağını’ ifade eden bir söz. Bu deyişin söylendiğinden bu yana hiç bir şey değişmemiş olabilir mi? Elbette o vakitler pazarlamaya hiç gerek yokmuş! Hatta pazarlama diye bir şey yoktu bile. Bu söz, halifelik dönemindeki Bağdat’ta iyi ve kaliteli yemeğe ne kadar fazla önem verildiğinin çok ince bir anlatımı da aynı zamanda. Öyle ya, sen yeter ki yemeğini iyi, güzel ve farklı yap; meraklısı Fizan’dan bile gelir.

Arman Kırım; “Bulut Gelir Söke’ye, Çek Eşşeği Köşeye” kitabında küçük işletmelere  "Kurumsallaşma ve markalaşma masalına kanmamalarını öneriyor”. Diyor ki,"Markalaşma klişesine önem vermeyin.” Ve öneriyor: “Sen pekmezi iyi yap, Sinek Bağdat'tan gelir.” Ve de uzun uzun "inovasyon"un ve "Yeni Girişimcilik" kavramının ne olduğunu, bunların markalaşmadan daha çok önem taşıdığını anlatıyor.

Peki sizce de “Pekmezi İyi Yapsak, Sineği Bağdat’tan Gelir Mi?”

Bence hayır.

Günümüzde girişimcilerimiz mutlaka pazarlama odaklı bir bakış açısı geliştirmeliler. Biz Türkiye olarak bugün üretim kalitesi noktasında bir problem yaşamıyoruz. Biz dünya ölçeğinde istenen ürünü üretebilecek kapasiteye sahibiz. Biz bugün tekstil sektöründe dünyaca ünlü markalara iş yapıyoruz hatta belki dünyayı giydiriyoruz ama işin hamallık tarafındayız. Katma değer tarafında yokuz. Günümüz dünyasında yeni ekonomide müşteri algılarını yönetenler başarılı oluyorlar. İnovatif düşünenler, ürünlerini farklılaştıranlar öne geçiyorlar. Biz ülke olarak çok zengin bir kültüre sahibiz. Farklı coğrafyalarımız var, bölgelerimiz var ve her coğrafyanın kendine özgü özellikleri var. 

Mesela bugün dünyaya pizza, kahve, hamburger satılıyor. Hamburger içerisinde basit bir köfte var ama bu işi iyi bilenler bunu dünyaya satabiliyorlar. Bakın bizim bir Akçaabat köftemiz var. Bizim köftemiz ile hamburger arasında nasıl bir lezzet uçurumu var veya Türk kahve kültürü geleneği ne kadar gelişmiş ama farklı uluslararası zincirler bunu bize satıyorlar. Belki bizden çok daha kalite noktasında düşük ürünleri satıyorlar. Dolayısıyla "Sen pekmezi iyi yap sinek Bağdat'tan gelir." söylemi artık geçerli değil. 

Ürününüzü siz ne kadar kaliteli yaparsanız yapın, artık sinek Bağdat'tan gelmiyor. Küresel bir rekabet var. Sizin mutlaka müşteri algılarını takip eden ve pazarlamaya odaklanan bir bakış geliştirmeniz gerekiyor. Ürettim kalitesi elde edilebilir. Teknoloji geliştiririz, nitelikli insan gücü elde edebiliriz  ama artık pazarlama, müşteri algısını yönetmek, sahada olmak, müşteri talebini oluşturmak ve kontrol etmek, inovatif çalışmalar yapmamız gerekiyor.

Bugün bir fincan kahve, bir fincan kahve değildir. Kahveyi kahvehanede içersen fiyatı başka, kafede başka, Starbucks'da başkadır. Bir araba, fiziki bir ürün olmanın ötesinde müşteri için bir değer taşır. İşte marka bu aradaki fiyat farkını yaratan şeydir. 

Mercedes sadece zenginlik mi demek? Mercedes oldum olası kaliteli, sıra dışı malzemeler kullanan ve inovasyon yapan bir marka olagelmiştir. Hep bir hikayesi vardır. Benzer özellikli araçlara kıyasla çok daha yüksek fiyata satılmaktadır. Aradaki fark, yüzyıl boyunca yaratılıp beslenmiş olan markaya bağlıdır ve bu marka müşteri açısından ekstra para ödemek için gerçekten de ekstra bir değer önerisi taşır.

Hangi işi yapacak olursanız olun, o iş için müşteri bulmak zorundasınız ve bu da ancak pazarlama yoluyla olur. Ne yaparsanız yapın, pazarlama konusunu işinizin en önemli iki konusundan biri olarak görün: Farklılaşma ve bunun iletişimi.

Ticaretin tek bir amacı vardır: ‘Müşteri bulmak’ ve ‘müşterileri elde tutmak’. Ve sonucunda da para kazanmak. Gerisi hikayedir.

Siz yinede pekmezinizi iyi yapın, farklı yapın, sürekli yenilikçi olun. Sinek Bağdat’ta ise siz Bağdat’a gidin!

Gezen tilki yatan aslandan iyidir…

**Bu yazı Özkan Gözütok tarafından Mavi Dergisi için hazırlanmıştır.

Konuyla İlgili Makale ve Linkler

  1. Sen pekmezi iyi yap sinek Bağdat’tan gelir
    http://www.hurriyet.com.tr/sen-pekmezi-iyi-yap-sinek-bagdat-tan-gelir-272913
  2. Arman Kırım'ın her kitabı KOBİ'ler için ders kitabı
    https://www.dunya.com/kose-yazisi/arman-kirim039in-her-kitabi-kobi039ler-icin-ders-kitabi/9772
  3. Bulut Gelir Söke’ye Çek Eşşeği Köşeye
    http://firatfidan.com/wp-content/uploads/2015/12/marketingarman.pdf

Benzer Yazılar

Marka Doğulmaz Marka Olunur!
8.04.2022

Marka Doğulmaz Marka Olunur!

Herkesin hayalidir marka olmak. Sizce Marka Doğulur Mu? Marka Olunur mu?

Sürdürülebilir Şirketlerin Başarı Anahtarı: Kurumsallaşma!
28.02.2022

Sürdürülebilir Şirketlerin Başarı Anahtarı: Kurumsallaşma!

Eğer kurduğunuz şirketin 5 ile 10 yıl arasında batmasını istemiyorsanız “sürdürülebilirlik" ve “kurumsal yönetim anlayışı” önceliklerinizin en başında gelmelidir.

Tayyare Limanı 2021 Sürdürülebilirlik Raporu
2.02.2022

Tayyare Limanı 2021 Sürdürülebilirlik Raporu

2021 Yılı Tayyare Limanı Sürdürülebilirlik Raporu Mesajım